Blog, İnsan Kaynakları

İşe Girişte Network’ün Sonu mu Geliyor?

08 Nisan 2018

Çevremde iş dünyasından arkadaşların bana sıkça sorduğu bir soruyu ben de arkadaşlarıma sordum; “işe alımda referanslara önem veriyor musunuz?” Fakat bu sorunun geçerli bir soru olmadığını hızla fark ettim; adayların verdikleri referanslar genellikle “danışıklı dövüş” şeklinde oluyor. Soruyu; “kendinizin veya çalışanlarınızın ‘network’ü üzerinden alım yapıyor musunuz?” olarak değiştirdim. İstatistiksel analizlere vs. girmedim ama KOBİ’lerde araştırdığım oranın %40 olduğunu söyleyebilirim. Yani KOBİ’lerde “network” üzerinden işe alımlar %40 dolaylarında. Peki neden?

Temel gerekçe; “güven.”

“Güven” günümüz iş dünyasında çok sık irdelenen bir kavram. Güven, kavramı başka kavramlarla yan yana geldiğinde tercihler tartışmalı bir boyut kazabiliyor. Örneğin; kurumların güvenilir bir personeli iyi bir iş teklifini “profesyonel” olarak değerlendirip üzerindeki birçok işi boşa düşürüp işten ayrılabiliyor. Veya acil ihtiyaç halinde “profesyonellik” gereği “görev tanımı” dışına çıkmak istemiyor ve sorunlar yaşanabiliyor. Birçok yönden örnekler verilebilir ve bu örneklerin güven kavramıyla ilişkisi tartışılabilir.

Ancak “network”ten gelen adaylarda bu tarz durumlar görece daha az yaşandığı düşünülüyor. Kişi kurumuna bakış açısını salt deneyimleriyle değil; referansı üzerinden de şekillendirebiliyor ve karşılıklı anlayış biraz daha iyi noktaya gelebiliyor.

Tabii ki bu durum daha çok küçük kurumlar için geçerli. En fazla 20-30 kişilik kurumlarda ikili iletişim, ast/üst ilişkileri daha esnek olduğu için gözlem daha kolaydır. Ayrıca bu şirketlerde bütçeler daha dar olduğundan “network” adayı şirketle tanıştırabilir ama asla işte tutamaz.

Büyük şirketlerde durum değişiyor mu?

Ölçek büyüdükçe işler biraz daha karmaşıklaşıyor ve “network” etkisi hızla düşüyor.

Büyük kurumlarda “tanıdık” faydalı olsa da işe alım kararında çok etkileyici bir noktada değil. Çalışan sayısı çok olduğu için “aday şunun tanıdığı o iyiyse bu da iyidir” gibi bağlamlar üretmek pek kolay değil. Hatta araştırma tarihi biraz eski olsa da veriler önemli:

2012 – 2014 arasında yapılan bir çalışmada, network kurarak iş bulanların %17’si “zayıf bir bağın” – ki bu genelde bir arkadaşın arkadaşı oluyor- kendilerine yardımcı olduğunu söyledi. 1970’lerden bir çalışmada bu oran %83’tü. (HBR – Eylül 2017)

Söz konusu oran önümüzdeki yıllarda muhtemelen %10’ların altına düşecektir ve hatta düşmüş bile olabilir. Zira günümüzde KOBİ’ler dahi bulut çözümler aracılığıyla büyük holdingler gibi işe alım süreçlerini optimize edebiliyor, aynı aday veritabanına erişebiliyor ve “assessment/değerlendirme” araçlarını kullanabiliyor. Bu durumda sadece “tanıdık” değil; yetenek, yetkinlik, kişilik özellikleri gibi parametreler karar alma mekanizmasına eklemleniyor.

“Dayı”lar işsiz/güçsüz mi kalacak?

“Network” konusunun yumuşak karnı “dayı” meselesi. İnkâr edilemez bir referans gücü olan “dayılar” network oyununu bozuyor. Fakat dayıların da etki alanı “kamu veya kamusal” kuruluşlarla sınırlı. Kamu büyüdükçe dayıları daha çok sahada görmek mümkün. Ancak kamu küçülürse bu sefer dayıdan dayıya fark edecek ve hatta optimizasyon, norm kadro, segmentasyon gibi kavramlar “yeğenlerin” korkulu rüyası olmaya başlayacak.

Özel sektör ile rekabet eden kamu kurumlarındaysa işe alımlar daha adil olmak zorunda. Çünkü müşterinin şakası yok ve iyi olana hemen gidebiliyor. Rekabet acımasız ve mazeret dinlemiyor.

Bu zorunluluk kamuyu profesyonelleştirir mi?

Kısmen diyebiliriz.

Önümüzdeki yıllarda kamunun reel sektör içerisinde küçüleceği iddiasından da hareketle “dayı” etkisinin azalacağını düşünüyorum. Kamu kurumları da bu süreçleri profesyonel danışman ve değerlendirme araçları ile yürüterek adalet beklentisini boşa çıkarmamaya çalışacaktır. Dolayısıyla kalitenin artması beklenebilir.

Sonuç

İşe girişte network konusunu, KOBİ, büyük şirketler ve devlet olarak üç açıdan incelemiş olduk. Önümüzdeki yıllarda “network”ün yerine yetenek ve yetkinlikler daha çok öne çıkacaktır. Zira performansını üretim sayısıyla ölçemediğimiz “bilgi işçilerinin” çağındayız ve hiçbir kurumun kaynakları sınırsız değil; devlet bile olsa.

Kişisel görüşüm, hiçbir zaman “network” bitti diyemeyeceğiz. Mutlaka işe alımın bir yerinde iş hayatının birçok yerinde olacaktır. Olmalı da. “Network” işini ciddiye alanların her zaman bir adım önde olduğunu inkâr edemeyiz. Ürün satarken, ortaklık kurarken tamam ama işe alımda tanıdık mı yetkinlik mi sorusunun cevabı giderek belirginleşiyor.

8 Nisan 2018 / Safa Zengin

*Görsel, Chaplin’in Modern Zamanlar filminden alınmıştır. IMDB sayfası için tıklayınız.

You Might Also Like

No Comments

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: