Blog, Kitap

Limon Ağacı/Sandy Tolan – Kitap Yorum

07 Aralık 2009

Sandy Tolan’dan Dünya tarihine ve edebiyatına önemli katkı; Limon Ağacı. “Bir Arap, bir Yahudi ve Ortadoğu’nun kalbi” yazıyor kitabın limon süslü kapağında. Okuduğunuzda Ortadoğu’nun kalbiyle sizin kalbinizin ritminin aynı noktada buluşabileceğini hayretle hissediyorsunuz. Satırlar arasından zihninizin olayları hayal etmesine engel olamayarak o günleri gerçekçi bir rüya gibi izliyorsunuz.

Her zaman ön yargılı yaklaşmışımdır övülen kitaplara. Zira kimi eserler haddinden fazla övülüp sadece kitabın ticari kaygısını giderme amacı ön plana çıkabiliyor. Bu kitap ise övgüleri en sağlamıyla beraber hak ediyor.

Limon Ağacı kitabında limon ağacı dahil hiç bir şey kurgu değil. Tamamen gerçek kişiler ve gerçek olaylar üzerinden ilerleyen bir roman var karşımızda. Beşir ve Dalia isimli biri Yahudi diğeri Filistinli iki kişinin farklı zamanlarda aynı evde yaşamasından doğan bir öykü. İsrail hükümeti tarafından evlerinden çıkarılan Beşir’in ailesi ve aynı eve “terk edilmiş” denilerek yerleştirilen Yahudi bir ailenin tüm olanlara karşı dostane diyebileceğimiz ilişkisi zamanın gelişmeleriyle iç içe bir şekilde okuyucuya aktarılıyor.

Abdülhamit, Theodor Herlz, Yaser Arafat, Ariel Şaron gibi tanıdık isimlerden de yer bahsediliyor eserde. Tarafsız bir üslupla 1946 sonrası bölgenin kaderinin nasıl değiştiği, Osmanlı zamanındaki huzurun nasıl aranır hale geldiği aşama aşama anlatılmakta. Kanayan bir yara dediğimiz Filistin’de yaranın nasıl ortaya çıktığını görmek, ülkemiz dahil yakın zamana kader alışkanlık halini almış Filistin’e göz yumma siyasetini, kitapta Türkiye Cumhuriyeti’nden seyahat üzerine geçen birkaç cümle hariç hiç bahsedilmemesi ile de teyit etmek mümkün.

Kitap’tan Beşir’in Dalia yazdığı mektuptan bir bölüm ile başlayan alıntı:

1948’de, çocuk masumiyetiyle, Siyonistler tarafından –Stern, Haganah ve İrgun- serpiştirilmiş bubi tuzaklı oyuncaklardan biriyle oynadığımı biliyor musun, Dalia? Filistinli çocuklara Siyonist terörist örgütler tarafından verilen hediyeler

                Ramallah’tan geldikten kısa süre sonra 1948 sonlarından aile Gazze’deydi, diye açıkladı Beşir. Beşir, Nuha ve diğer erkek ve kız kardeşleri beton evlerinin pis bahçesinde oynuyorlardı. Güneşte parlayan bir şey görmüşlerdi. Yuvarlak fitili sarkan bir şeydi. Fanusa benziyordu. Çocuklar onu içeri getirmişlerdi. Diğer çocuklar etrafından toplanırken Beşir yeni oyuncağnıı elinde tutuyordu. Toprak bir su testisi masanın tezgâhında duruyordu; çocuklardan biri ona çarptı ve testi yere düştü. Çocukların hepsi dağıldılar. Beşir elinde oyuncakla tek başına kalmıştı. Birden bir patlama olmuştu.

                Bubi tuzaklı oyuncak sol elimde patlayarak avucumu ezdi, kemiklerimi ve etimi parçaladı. Ve Filistin’in toprağına karışması limon meyvelerini ve zeytin yapraklarını kucaklaması, hurma ağacına ve fitna ağacının çiçeklerine sıkıca sarılması için kanımı akıttı.

                Gazze’deki patlamada Beşir dört parmağını ve sol elinin avucunu kaybetti.

Zil bölümüyle Limon Ağacı isimli bölüm arasında sayfaları çevirirken insanlığınızı veya duyarlılığınızı sorgulamanızın an meselesi olduğu konusunda sizleri uyarıyorum.

Kütüphanenizde bulunması ve okudukça tavsiye etmeniz gereken bir eser

7 Aralık 2009 Siyaset ve Düşünce yazıları.

You Might Also Like

No Comments

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: