Browsing Category

Düşünce

Blog, Düşünce

Çocuğunuzu “Çocuğum” Diyerek Sevmeyin

27 Ağustos 2017

Uzmanlıklar çağındayız. Her işin, her şeyin uzmanı var. Uzmanlıkları belirleyen ise “deneyim” değil; akademik nosyon. Pozitif bilimlerde dahi -kendimce şerh düşebilirim ama- kabul edilebilir olan “akademik” alt yapı şartı, diğer bilimlerde neredeyse olmazsa olmaz görülüyor.

Akademik kariyeri boyunca öğrenciler, bir taraftan eğitim sistemini, okulunu ve hocasını eleştirirken bir taraftan da aynı sistemin parçası olmak için kıyasıya rekabet ediyor. Gün gelip “hoca” olunduğunda ise “uzman” saygınlığı apoleti doğal olarak takılıyor çiçeği burnunda hocalarımıza. Biz faniler de “üretilene” değil “unvana” bakarak saygıda kusur etmiyoruz.

Uzmanlıklar da pek tabii uzman görüşlerini getiriyor. Continue Reading…

Blog, Düşünce

Benim Gibi Olan Bütün Düşüncelere Saygılıyım

05 Haziran 2017

2011 yılında bir dergide okuduğum anket çalışmasında ciddi şaşkınlık yaşamıştım. Komşuluk ilişkileri üzerine olan çalışmada bütün farklı gruplar, etnik ve dini kökene göre istenmiyordu. Herkes komşusunun deyim yerindeyse “makul” olmasını istiyordu.*

2011’den bu yana çok şey değişirken, bazı şeyler değişmedi.

Değişmeyen şeyler içerisindeki bugünkü konumuz; farklı düşüncelere olan saygımız.

Bütün platformlarda “her görüşe saygılıyım ama…” diye söze giren birini görürsem hemen heyecanlanıyorum. Çünkü “her görüşe saygının” içerisinde aranan “kendiliğin” miktarını merak ediyorum. Dolayısıyla çelişkiyi.

Görüşe saygı duymak deyince peşi sıra gelen günümüzün popüler söylemi “demokrasi” üzerinden açalım konuyu.

Demokrasi, teorik olarak “düşünce özgürlüğü” için gerekli ortamın isimlerinden biridir.

Continue Reading…

Blog, Düşünce

Matbaa ve Booking.com Sonuçları Benzer İki Hikâye

06 Nisan 2017

Johann Gutenberg ve çırağı Fust Mainz şehrinde 42 satırlık ilk İncil'i bastığında tarihler 1455 yılını gösteriyordu. Düşüncenin en önemli merhalesi olarak sayılan bu teknik gelişme etkisini şüphesiz zaman içerisinde gösterecekti. Teknolojik olarak modern matbaanın ortaya çıkması içinse, birkaç yüzyıl daha geçmeliydi.

İslam coğrafyasında 1500'lü yıllardan sonra "alim/bilgin" yetiştirme eksiğiyle paralel olarak birçok konuda "ileri gidememe" sorunu görüyoruz. Her ne kadar matbaadan, çalar saatten, matematikten, tıptan yola çıkarak geçmişimize övgüde bulunsak da bilimsel çalışmalar kişilerle sınırlı kalmış belirli ekoller oluşamamıştır.

Matbaa konusu ilkokulda genellikle bize "din üzerinden" bir gericilik refleksi olarak tanıtılsa da bu ideolojik açıklamanın yetersiz olduğunu biliyoruz. Bazı kaynaklarda "hattat loncasının" matbaanın yaygınlaşmasını geciktirmekte etkili olduğunu aktarılmakta. Tek bir sebeple meseleyi açıklamak mümkün değil; okumaya ve araştırmaya yatkın olmayan toplumsal karakterimiz bakmak daha aydınlatıcı olabilir.*

Continue Reading…

Blog, Düşünce

İnsan ve Mekân Bağına Kişisel Bir Bakış

18 Mart 2017

2016 benim için yıkım dolu bir yıldı.

Neden…

İstanbul Bahçelievler'de büyüdüm.

Fikret Yüzatlı İlköğretim Okulunda ilkokulu, Bahçelievler Lisesinde liseyi okudum. Bizim semtin bütün çocukları gibi Adnan Menderes Anadolu Lisesinin bahçesinde basketbol, futbol oynadık. Zaman zaman da biraz daha uzak Kazım Karabekir İlkokulunun bahçesinde eğlenirdik.

2016’da bu 4 okul da yıkıldı!

Bu mekanlarla muhabbetim şöyle kabaca 1994 – 2004 arasıydı diyebilirim.

Hala aynı bölgede oturuyorum.

Şehir veya ilçe değiştirme planım yok. Çocuklarımda aynı bölgede büyüsün istiyorum. Yıllanmış olmanın güveni veya kültürel muhafazakarlık bir sebep olabilir ama en temeldeki gerekçem; bölgeyi sevmek.

Continue Reading…