İnsan Kaynakları

Y Kuşağı ve Orta Yaşlı İstihdam Sorunu

14 Ocak 2014

Ben küçükken duyduğum tek bir kuşak tanımlaması vardı o da 68 kuşağıydı. Ancak günümüze gelindiğinde dijitalleşen çağ, bize başka kuşak tanımları da armağan etti.

Yeni “çağ” kuşak tanımları belirlenirken çıpa olarak “dijitalle muhataplık düzeyi” alındı ve X,Y,Z kuşakları kavramı ortaya çıktı. Çok geçmeden dijitalin, her alanın surlarını hızla delip geçtiği bu dönemde sanallık üzerinden yapılan tanımlamalar gerçek hayatta da kullanılır oldu.

Tabloya biraz daha yakından bakarsak, tarihte hiç bir kuşak arasında mesafenin bu kadar açıldığı görülmemiştir. Kuşak çatışması dediğimiz şey günümüzde kuşakların savaşına dönüştü. Zira artık orta noktayı bulmak eskisine nazaran biraz daha zor gözüküyor. Bu durumun iş gücü piyasasına yansımasıysa kaçınılmaz oldu ki yazının ikinci kısmında bu konuya değineceğim.

Muğlak bir konu izlenimi veren bu meseleyi bilimselleştirme çabasıyla beraber çeşitli alanlarda konuşurken bir de baktık ki X, Y, Z kuşağı kavramları hayatımızın orta yerinde.

En çok da Y kuşağı… Y kuşağı adı verilen kitle kabaca 1980 ve 2000 arasında doğan kişilerden oluşuyor. Temel ayırt edici unsur etraflarını algıladıklarından beri sanal ortamla iç içe olmaları. Ancak bu ayırt edicilik kendi sınırlarını aştı ve sosyolojik bir sınıflandırma olarak kavramsallaştı.

***

Bir süre sadece sosyal medya alışkanlıkları üzerinden ele alınan Y kuşağı iş hayatında varlık göstermeye başlayınca önce çalışan profili olarak değerlendirilmeye çalışıldı. Sonra, “Gezi parkı” olaylarıyla siyasi yönüyle ele alındı.

Çok yönlü olarak değerlendirilen bir kuşak hakkında çok fazla yorum yapılması da kaçınılmazken bilgi ve algı kirliliği ilginç noktalara ulaştı.

Şunu hepimiz ironik olarak kabul ediyoruz; Y kuşağı akıllı telefonundan ayrılamaz, sabah kalkınca önce Facebook’una bakar sonra yüzünü yıkar, Twit atmadan duramaz, check-in yapmayı unuttuğu yere gitmiş gibi hissedemez vs. Bilmediğimiz veya bilip de fazla dikkat çekmediğimiz bir nokta var ki o da insan kaynakları açısından Y kuşağı…

Y kuşağı ismi verilen gençler birçok işi bir arada yapabiliyor. Örneğin, bundan çok değil 10-15 yıl önce bilgisayar bilmek dahi özgeçmişlerde tercih sebebi olurken Y kuşağı zaten bilgisayar kullanarak büyüyor. Teknolojiyi sonradan tanıyan ve doğduğundan itibaren içerisinde büyüyen bir kitlenin olası farkları saymakla bitmez.

Bilgi seviyesi olarak da Y kuşağı avantajlı. Zira Y kuşağı bilgiye nasıl ulaşılacağını iyi biliyor. Geçmişte olduğu gibi britannica sayıları arasında saatlerce araştırarak değil cep telefonundan istediği bilgiye dakikalar içerisinde erişiyor. Yetmedi mi; sunum yükleme sitelerinden konu uzmanının sunumunu cebine indiriyor. O da olmadıysa video paylaşım sitelerinden konuşmaları izliyor. Birkaç saat içerisinde elbette konunun gerçek bir uzmanı olamıyor ama zekâ seviyesi de yeterliyse meselenin çatısını kurgulayabiliyor.

Bilgiye ulaşımın kolaylığından hareketle dünyadaki gelişmeleri de çok daha iyi takip edebiliyor Y kuşağı. Üye olduğu sanal topluluklar içerisinde hemen bilgi ve fikir sahibi olarak harekete geçebiliyor. (“hareketin içeriği ve etkisi tartışma konusu)

Y kuşağı yeni bilgilere daha fazla açık. 2 günde internette üretilen özgün içeriğin, dünyanın kurulduğu tarihten itibaren üretilen özgün içerikten fazla olduğu düşünülürse Y kuşağı müthiş bir bilgi bombardımanı içerisinde büyüdü (büyüyor). Dolayısıyla yeni bilgileri çok kolay hazmedebiliyor.

İki işi aynı anda yapmak konusunda da Y kuşağı vazgeçilmez. Zira hem sosyal medya yönetimi yapıp hem de web tasarımcı olarak çalışabiliyor. Üstelik bu iki alanın yanına üçüncüsünü koymaları çoğu zaman sıkıntı olmuyor.

İstihdam Sorunları

Önceki bölümde sayılanların hepsi güzel şeyler gibi gözükebilir fakat bir de meselenin iş gücü piyasası açısından yansıması var. İki farklı açıdan konuya bakabiliriz. Yukarıda özellikleri bir denkleme yazıp eşitlediğimizde “erken yaşta yaşlanma hissi, tükenmişlik, istikrarsızlık, hızlı yükselme isteği vs.” gibi sonuçlar Y kuşağını öne çıkaran özelliklerinin aynı zamanda “derdi” olduğunu gözlemleyebiliriz.

İkinci açı daha dramatik…

Artık maalesef iş gücü piyasasında yaşlılara yer yok. Yaşlı derken emekliliğini vermiş 70’ine merdiven dayamış insanlardan bahsetmiyoruz. 34-35 yaşından itibaren iş arayan herkes…

İş ilanlarına şöyle bir göz gezdirirseniz muhakkak siz de aynı sonuca varacaksınız.

Avrupa’da genç sayılan yaş aralığında Türkiye’de istihdam güçlüğü var.

Şirketlerin hem genç hem yetenekli hem tecrübeli(!) çalışanları ekonomik anlamda tercihe yönelmeleri meslekte yıllanmış olmayı önemsiz kılan bir unsur haline geliyor. Üstelik işverenin meseleye bakış açısı tam olarak Y kuşağının özellikleri ile örtüşüyor: “Tek bir işi yapabilecek birine 1,500 lira vermek yerine genç biriyle çalışır daha çok farklı alanlarda verim alırım” mantığı baskın.

Kısaca Türkiye’de orta yaş istihdam sorunu var. Aile geçindirmekte, ev kredisi ödemekte olan bu yaş sınıfı çağının gerisine atılması dolayısıyla işsiz bırakılması ileride çok daha derin toplumsal patlamalara yol açabilir.

***

Y kuşağı aslında çok fazla kendini geliştirmeye ihtiyaç duymadan sadece belli bir yaşa geldiğinde iş gücü piyasasında bir şekilde tercih edilebiliyor. Kendini geliştiren daha yetenekli gençler ise erken yaşlarda yöneticilik pozisyonlarını işgal ediyor.

Geçmişte vitrinde gördüğümüz yetenekler nasıl bugün sıradan yeteneklere dönüşmüşse, bugünün öne çıkan yetenekleri de bir sonraki neslin belki de sıradan yetenekleri olacak. İnsanların bu devinimde öğütülmemek için daha açık görüşlü, bilgili, yeniliklere açık gibi özellikleri yeterli olsa da erken yaşta oyun dışı bırakılmanın önüne neyin geçebileceği konusunda ben de pek fikir sahibi değilim.

Kesin olan bir şey var ki; eğitimli işsizlik oranlarının karşısına bir de orta yaşlı işsizlik rakamlarına ve toplumsal analizlerine hazır olmak gerekiyor.

Fikrin Özeti

Soru: Y kuşağı olarak tabir edilen kitlenin siyasi ve ekonomik etkileri nelerdir? İş gücü piyasasının değişen talep ve beklentilerinden X kuşağı (orta yaşlı çalışan nüfus) nasıl etkileniyor?

Analiz: Y kuşağı çok büyük çabalar göstermeden çağın gerektirdiği yeteneklerini iş gücüne yansıtabiliyorlar. Dolayısıyla önceki kuşağı kolaylıkla saf dışı bırakabiliyor. Buna karşılık Y kuşağı da kendine has açmazlarla karşı karşıya.

Sonuç: Kuşak çatışması her alanda kendini gösterirken Y kuşağının doğal avantajlı konumu X kuşağı veya orta yaş olarak tabir edilen neslin iş yaşamında tutunmasını zorlaştırmaktadır. Buradan hareketle yeni toplumsal tartışmaların çok uzağında olmadığı söylenebilir.

You Might Also Like

No Comments

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: